Dr. Nadir ÇOMAK

Eskişehir’in şirin bir köyünde dünyaya geldi. Büyüdükçe etrafını keşfetmeye başladı. Pekmez kazanının yanından koşarken ayaklarını haşladı. Olanı biteni ilk kez o zaman hatırladı. Öküzlerle döğen sürerken buğdayın saplardan nasıl ayrıldığını, rüzgâr esmezse samanın taneden uçmayacağını fark etti.
Okula koşarak gitti, yürüyerek geldi. Çünkü öğretmeni okulun ilk günü tahtaya bir daire çizip, “Bu nedir?” diye sorduğunda, “Tombarlak!” dediği için sopayı yedi ve daire neymiş öğrendi. İlkokulda birinciydi fakat ortaokulda heyecanını yitirdi. Çünkü modern matematik pilini bitirdi. Heyecandan kalbi çarptığı için halk müziği korosuna seçilemedi. 100 m koşusunda birinci oldu fakat üstün yetenekleri keşfedilemedi ve atletizm neymiş üniversiteye kadar öğrenemedi.
14 kişilik sınıfta 14 numara ile liseye başladı. İlk 11’e giremediği için futbol oynayamadı. Üniversite nedir bilemediği için çalışıp Oxford’a gidemedi. Rektör ile vektör arasındaki farkı üniversiteye hasbelkader başladığında anladı.
Kendisini ancak üniversite yıllarında keşfedebilen yazar, çalışmaya başladı azar azar. Gezdi, dolaştı çarşı pazar. Projeler yaptı, puanları kaptı. Okudu, öğrendi durmadan uğraştı. Çocuklar kendilerini keşfetmek için geç kalmasın diye, Parolamız Başarı, Mazeret Yok! ve Üstün Yetenekliler Kulübü kitaplarını; öğretmenlerin coşması, koşması ve başarması için, İklim Oluşturan Öğretmen; anne ve babaların mutlu olması için, Evimizdeki Elmaslar kitaplarını yazdı. Eğlenceli ve coşkulu seminerler verdi ve öğrencilerin gönlüne girdi.
Sevgili eşi ve dört çocuğuyla birlikte ülkesi ve insanlık için iyilik için çalışıyor. ÜYK öğrencilerinin Eğitim 4.0’ı kuracaklarına inanıyor. Gençlere güveniyor ve geleceğe ümitle bakıyor.